- Felsefe, Kültür-Sanat, Resim
Çağdaş Sanatı Savunmak
Çevirmen: Rümeysa Sağın
Editör: Yunus Emre Dökmetaş
Sayfa Düzeni: Erhan Köş
- Nisan 18, 2021
- 12:21
- 3 dakikalık okuma
Rümeysa Sağın, Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği lisans mezunu.
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Kent Çalışmaları alanında yüksek lisans yapıyor.
Yunus Emre Dökmetaş, Akdeniz Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi. Edebiyat ve sanat tarihi ile ilgileniyor.
Sayfa Düzeni: Erhan Köş
1079 kelime
En basit ifadeyle çağdaş sanat, mevcut veya “yeni” sanatçılar tarafından yapılan sanat eserleridir. Genellikle geçici nitelikte malzemelerden oluşur ve bu çoğu zaman sanat eserinin kısa raf ömrüne sahip olmasına neden olur. Çağdaş sanat, önceki dönem modern sanat geçmişinden dolayı, sanatın mahiyetine ilişkin sınırlılıkları zorlamaya çalışır. Sonuç olarak, genellikle sosyal hiyerarşiler, yerleşik sistemler veya güç dinamikleri üzerine yorumlamalarda bulunur.
Çağdaş Sanat Gerçekten Sanat Mıdır?
Bir sanat eserinin neyi temsil ettiğini sormak bizi sanatın retoriğine döndürüyor. Bir şey muhatabını bu soruyu sormaya sevk ediyorsa, o şey sanattır. Bu istihza, geleneksel sanat anlayışımızı hicveden Duchampianism gibi modern felsefelere kadar uzanır. Bir müzedeki herhangi bir nesne sanat olmak zorunda mıdır? Sanat, zihnin soyut alanı içinde var olabilir mi? Sanat elle tutulur niteliğe mi sahip olmalıdır? Bunlar, sanatçıların karşılaştığı ve belli ölçüde “sanat” olarak kabul edilmesi gereken şeyi dikte eden kurumlara yöneltilen soruların birkaçı. Bunların sonucunda, postmodernist ideolojiler bu standartlaştırmalardan geri durmaya çalışmışlardır.
Kapitalizm Eleştirisi ve Postmodernistler
Çağdaş sanatta pek çok eserin eleştirel bir havası vardır. Maurizio Cattelan gibi sanatçılar, insanları terleten konuları, profesyonel sanat dünyasının ön saflarına taşımalarıyla bilinirler. Kısa bir süre önce, Cattelan’ın 2019’da Art Basel Miami’deki Comedian adlı eseri üzerine tartışmalı manşetler atıldı. Eser, sanat dünyasında elitizm ve kapitalizmin iç sorunları üzerine bir eleştiri olarak tasarlanmıştı. Eylül 2020’de de Guggenheim Müzesi’ne hediye edildi.
Cattelan, mevcut sanat piyasasını alaya alan tek kişi değil. Anonim sokak sanatçısı Banksy, Girl With A Balloon adlı bir “performans sanatı” icra etmişti. Bunu Londra’daki Sotheby’s müzayedesinde 1,4 milyon dolara sattıktan sonra resmi ikiye bölerek izleyicileri şok etti. İşin garip yanı, bu gösteri sanat eserinin değerini daha da arttırdı. Her iki örnekte de çağdaş sanatçılar sanatı, sanat piyasasının kusurlarını gösteren bir ara nesne olarak kullanmışlardır.
Yerleşik iktidar dinamiklerini reddetme ve alaya alma şeklindeki bu postmodernist söylem, çağdaş sanat piyasasında oldukça yaygındır ve çeşitli “beyaz küp” mekânlarda kendini göstermektedir.
Beyaz Küp
“Beyaz küp”, müze veya galeri gibi kurumsal sanat alanlarını tasvir eder. Beyaz duvarlar, sergilenen sanat eserlerine olan dikkati dağıtmamayı amaçlamakta; tarafsızlık ve objektiflik hissi uyandırmaktadır. Ancak önceki örneklerde bahsedildiği gibi, birçok çağdaş sanatçı, beyaz küp alanları ve bileşenleriyle cesurca yüzleşmektedir.
Beyaz küp uzamının sözde tarafsızlığıyla ilgili meseleler çeşitlilik ve eşitlik ile ilgili konuları içermekteydi. Kehinde Wiley veya Hal Fischer gibi sanatçılar, beyaz küp alanında çeşitlilik ve kapsayıcılık getiren son örneklerdi. Beyaz küpün duvarları içerisinde, bu kurumun etik bir alan olmadığı, farklı arka plana sahip pek çok sanatçının temsil edilmediği iddia edilmektedir. Bu güncel tartışmalarda, sanatçının toplumsal rolleriyle birlikte beyaz küpün rolü de sorgulanmıştır.
Sanatçının Rolü
Yüceltilmiş ve romantize edilmiş “aç ve yoksul sanatçı” günleri geride kaldı. Çağdaş dönemde yeni akım sanatçılarının çoğu aktivist roller peşinde koşmuştur. Sanatçının rolü, Rönesans’ta, görevli bir emekçi iken, artık sosyal ve politik değişim için çabalayan bir aktivist rolüne dönmüştür. Çinli sanatçı Cai Guo-Qiang, çalışmalarının kavramsal temelinde, Doğu felsefesinden ve güncel sosyal meselelerden yararlanmaktadır. Mekâna özgü sanat eserleri, daha geniş kültürlere ve tarihlere yönelik metaforik bir yansıma olarak izleyicilerle doğrudan yakın ilişki kurmaktadır.
Cai Guo-Qiang’in dünya genelindeki Covid-19 salgınına cevaben sunduğu The Birth of Tragedy, 25 Eylül 2020’de Cognac, Fransa’da canlı yayınlandı. Yirmi bin havai fişek atışından oluşan bu çalışma, sanatçıya göre “direnç, cesaret ve umut gibi evrensel değerleri” onurlandırmak için yapılmıştı. Süregelen salgınla yakın zamanlarda sanatçının rolü de bir umut habercisi olarak değişti. Çağdaş sanatta kavramsal çerçevelerin kullanımı tutarlı bir şekilde sürmüş ve bir yandan tartışılmakla birlikte yeni standart haline gelmiştir.
Kavram: Yeni Klasik Kanon
Kavramsal sanat hiçbir açıdan yeni bir fikir değildir. Ancak, kavrama biçimine göre öncelik vermek çok daha yeni bir olgudur. John Baldessari’nin 1971 yılında I Will Not Make Any More Boring Art ‘da açıklandığı gibi, “Fikrin bizzat kendisi … bitmiş herhangi bir ürün kadar bir sanat eseridir.” Bu görüş, yazı gibi başka formlarda da geçerlidir. Sanat olarak kabul ettiğimiz geleneksel kavramlar dil sistemleri aracılığıyla zaman içinde aktarılmaktadır.
Kavramsal ve metinsel öğelerin bir arada kullanımının ilk örneklerinden biri, René Magritte’nin “Bu bir pipo değildir.” ifadesinden ötürü The Treachery of Images’a kadar götürülebilir. Dil, çağdaş sanatın yeni kanonu olarak bir sanat yapıtının konseptini destekleyen önemli bir nosyon haline gelmiştir ve böylelikle sanatı formla ilgili sınırlılıklardan ve kısıtlamalardan kurtarmaktadır.
Çağdaş Sanat: Son Yargı
Çağdaş sanat kısmen elitist olabilir ancak pek çok sanatçının bir değişim hareketi gerçekleştirme arzusuyla sanat dünyasına girmesi nedeniyle bütünüyle elitist sayılmaz. Ulaşılabilirlikle ilgili tartışmalar da bir yandan ele alınmaya devam edilmelidir çünkü bu örneklerin çoğu yalnızca entelektüeller gibi belirli kitlelerin anladığı şeylerdir. Eleştirel ve postmodern teori, ortalama bir akşam yemeği sohbetine konu olacak bir mevzu değildir.
Sanat eserlerinin kalıcılığı konusunda başka endişeler de var. Geçici nitelikleri nedeniyle bu eserleri belgeleme ve koruma güçlüğü de bulunmaktadır. Eserlerin en iyi şekilde korunabilmesi için veri tabanına birkaç fotoğrafla beraber bazı bilgiler girmektedirler. Ama peki ya etkileşimli bir performans sanatı ise, o zaman uzun ömürlülüğü sağlayacak en iyi yol nedir? Bunlar da çağdaş sanatın bir sonraki adımda ele alacağı temalardan bazılarıdır.