Mozart’ın Gölgesinde Kalan Kız Kardeşi
Kadınların yüzyıllardır süregelen ve muazzam yeteneklerin müzik tarihinden silinip gitmesine neden olan görünmezliği nasıl onarılabilir?
Kadınların yüzyıllardır süregelen ve muazzam yeteneklerin müzik tarihinden silinip gitmesine neden olan görünmezliği nasıl onarılabilir?
Tablet, e-kitap, akıllı telefon, Google ve hatta Matrix kavramları, 20. yüzyılın ortalarında “Solaris”in yazarı tarafından ortaya atıldı. İşte Stanisław Lem’in yaşamakta olduğumuz “gelecekle” ilgili kehanetleri…
Görmenin ötesinde neler var ve gördüklerimizin aslı nelerdir?
Yüz yılı aşkın bir süre önce, kaderin dolambaçlı yollarının İstanbul’a getirdiği Adam Mickiewicz, yaşamının son günlerini Türkiye’de sürgündeyken geçirdi.
Beden ve sanatsal kompozisyonların dengesi, bir çağdan diğerine güzellik algısı gibi sürekli değişen toplumsal değerlerin bir yansımasıdır.
Oidipus’un acıklı hikâyesini, kaderin oyununu bozmaya yönelik çaresiz çırpınışlarını çarpıcı biçimde anlatan 13 sanat eseri üzerinden inceleyelim.
Bowie, dünyadaki hiçbir şeyin birbiriyle hemfikir olmadığını tam olarak gösteren bir ruh hali, duygu veya duygudurum deneyimidir. Bowie nezdinde her şey benlikle uyumsuzdur ve her şey yanlıştır.
“Görünen her imgenin ardında, gerçeğe daha sadık bir başka imge olduğunu biliyoruz, onun da ardında bir başka imge ve sonuncunun ardında bir başka imge. En nihayetinde de hiçkimsenin göremeyeceği o mutlak, gizemli gerçekliğin hakiki imgesi.” -Sanatla Direniş
Anime sayesinde Japon kültürü, felsefesi ve estetiği gibi geniş konu yelpazesindeki Japon duygularını öğrenebilirsiniz. Yaratıcı görseller ve ilgi uyandıran karakterlerin yer aldığı büyülü dünyayı keşfe çıkmaya hazır olun!
Fransa’nın en önemli ve en çok okunan anı yazarlarından Annie Ernaux’nun “Seneler” adlı eseri, bir hatıralar koleksiyonudur -ya da yazarın kendi deyimiyle “sadeleşmiş anılar”ın derlemesidir…
Gazeteciler, uzun ve parlak bir kariyerin ardından Romain Gary’den, “sanatsal üretimi durma noktasına gelmiş, çaresiz bir romancı” olarak bahseder. Hâlbuki o, en umulmadık edebi dolandırıcılıkları organize etmekle meşguldür.
Yaz Yaşanmayan Yıl’ın üzerinden tam iki yüz beş yıl geçti. Gillen D’Arcy Wood, o yılki olağandışı hava koşullarının sebebiyet verdiği insani krizi ve bu krizin, Mary Shelley’nin Frankenstein’ını okumak için nasıl alternatif bir bakış sunduğunu inceliyor.
İran’ın kadın şairlerinden biri olan Füruğ Ferruhzad, şiirlerinde daha önce değinilmemiş konuları büyük bir cesaret ve ustalıkla ele alır.
Ferruhzad’ın hayatı, edebiyatı, mücadesi ve İran…
“Benim de kendime ait arketiplerim var, görüşlerim, umutlarım ve daha fazlası. Ama yine de bakışımızı bozan veya güçlendiren, okuduklarımızın çeşitliliğidir.’’
Usta kalem, natüralist romanın öncüsü Émile Zola aynı zamanda tutkulu bir fotoğrafçıydı. Gelin Émile Zola tarihinin az bilinen bu yönüne bir göz atalım.
Umberto Eco (1932-2016) tüm zamanların en çok satan yazarlarından biriydi. Yazar, Genç Bir Romancının İtirafları adlı kitabında kurmaca yazarlarına yönelik özgün tavsiyeler paylaşıyor.
Albert Camus filozof, yazar ve gazeteciydi. Görüşleri, absürdizm olarak bilinen felsefe akımının yükselişine katkıda bulundu. Camus’un temel fikir ve görüşlerini incelemek için kesinlikle en iyi yapıtlarından biri olan Sisifos Söyleni’ne geri dönmeliyiz.
Polonya’daki en önemli müzeleri seçmek zor çünkü her müze benzersiz ve her biri önemli veya ilginç bir tarih kesitini sunuyor. Bununla birlikte Polonya tarihini özel bir şekilde anlamayı mümkün kılanlar da var.
“Drenaj! Drenaj, Eli oğlum. Orası artık kup kuru. Üzgünüm. Her ikimizde birer milkshake ve bende bir de pipet olduğunu düşün. Durum aynen bu, anladın mı? Dikkat et. Şimdi pipetim odanın karşısına kadar uzanıyor ve senin milkshake’ini içmeye başlıyor. Senin milkshake’ini içiyorum! Hepsini bitiriyorum!”
Salgın, gündelik yaşam pratiklerimizde büyük değişiklikler yarattı. Bu değişimler yeni bir toplumsal düzeni dolayısıyla da yeni soruları beraberinde getirdi. İşte o sorulardan bazıları…
“Avrupa’daki son şair ben miyim?
Her gün ölenler için mi şarkı söylüyorum?
Ateşte, bataklıklarda ve irin içinde boğuluyorum
Ben sararmış, yamalı saatlerde tutsağım.”
Edebi kurgu kanıt olarak kullanılabilir mi? İtalyan bir romancı, karakterlerinden biri tarafından yapılan yorumların ardından ev hapsine alınmışken Paris Diderot Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Cécile de Bary, hayal gücü ile gerçeklik arasındaki bu geçişkenliği masaya yatırıyor.
Peki, bizim için bundan sonra dünya nasıl olacak; normale dönebilmemiz için ne kadar zaman gerekecek, kısa sürede bu mümkün mü? Tıpkı Rieux gibi bizler de zaferin asla kesin olarak gerçekleşmediğini hatırlamalıyız…
Farhadi sinemasında gündelik hayat, iyiye dair farklı yargılarla dolu olan ve hiçbir zaman kesin hüküm vermeyen bir mahkeme gibidir…
Elitist, ulaşılamaz ve oldukça iddialı. Çağdaş sanat gerçekten bunlar mı demek? Yoksa çağdaş sanatı savunabileceğimiz noktalar var mı?
Sarp Süerdaş ile sanatı, sanatçılığı ve girişimleri üzerine keyifli bir röportaj.
“Şeyler”de Pérec okurlara tüm sosyal normlardan, günlük yaşamdan ve kurumlardan kopuk gerçek bir yalnızlık deneyimi yaşatıyor. Uyuyan adam…
Farsça “edep” kelimesi, İngilizce’ye çoğunlukla “manners/ahlak” veya “etiquette/görgü” olarak çevrilir. Ancak edep, nezaket veya ahlaktan çok daha fazlasını ifade eder.
Jean-Paul Sartre, meşhur sözü “Cehennem başkalarıdır (L’enfer c’est les autres)” ile aslında ne söylemek istediğini açıklıyor.
Her hafta pazar günü dilsosyal’de yayınlanan içerikleri kısa özetler halinde size yollayalım.
*Her e-postanın altında bulunan “Abonelikten Ayrıl” butonunu kullanarak dilediğiniz zaman abonelikten ayrılabilirsiniz.